James Harden Transferi ve Düşündürdükleri (Ali Özsoy)

Evet, yılın transferi gerçekleşti ve James Harden muradına erdi! Güz aylarından beri problem çıkaran ve Houston’dan transferini talep eden Harden, dev bir transfer operasyonu ile Brooklyn Nets’in yolunu tuttu. Hepinizin tahmin edebileceği gibi James Harden, Houston takımının gelmiş geçmiş en iyi ikinci oyuncusuydu! Birincisi kim diye soracak olursanız; tabii ki Hakeem Olajuwon.

Açıkça söylemek gerekirse Houston, bu transfer sonrasında başından beri çok arzu ettiği ümit vaadeden genç bir sporcu alamadı ama torbasını ‘draft pick’lerle doldurdu. Üç birinci round hakkı Brooklyn’den, bir tane de Cleveland’dan.. Peki şimdi soruyoruz;

a-Houston bu transfer karşılığında beklediklerini aldı mı? Yanıt; Evet.

b-Brooklyn feda ettiği inanılmaz potansiyel değerler karşılığında şampiyonluk şansını çok yükseltti mi? Yanıt; Belki.

Ne demek istediğimizi biraz daha açalım;

Brooklyn’in verdikleri yenir-yutulur gibi değil! Takımın şu an ne kadar kuvvetli hale geldiği önemli olabilir ama şampiyonluğun garantisi yok ki! Takımın/franchise’ın dengesini yıllar boyunca bozabilir bu transfer. Verilenler 2027’ye kadar devam edecek ve o tarih geldiğinde Harden, Kevin Durant ve Kyrie Erving üçlüsü ya emekliliğe yaklaşmış, ya da müzeye kaldırılmış olacaklar. Normal sezonda Brooklyn istediği kadar 60 veya üstü maç kazansın, eğer bu süre içinde en az bir şampiyonluk kazanamazsanız bu transfer operasyonu tarihin en büyük fiyaskolarından biri olarak NBA kayıtlarına geçecektir!

Houston’ın esasında özellikle istediği genç yıldız Philly’den Ben Simmons idi. Hatta, perde arkasında konuşulanlara göre 76ers’ın teklifi Brooklyn’den bile daha iyiymiş, ve isteseler Simmons’ı alabilirlermiş. Simmons’ın etrafını da iyi şutörlerle donattıktan sonra şampiyonlukta çok iddiaalı bir duruma gelebilirlerdi. Ancak eski Genel Müdür Daryl Morey, Houston’dan ayrılırken arkasında o kadar büyük bir nefret bırakmış ki, Houston’ın sahibi Tilman Fertitta ne teklif edilirse edilsin Harden’ı Philly’e vermemeye kararlıymış. Houston, önce Boston’dan Jaylen Brown’ı istemiş, kabul edilmemiş, sonra da Portland’dan CJ McCollum’u talep etmiş, bu da reddedilmiş. Houston, şimdi ‘sil baştan’ yapmaya karar vermiş gözüküyor. Bunu başarmak için de draft pick’lerine ihtiyacınız var. Chris Paul-Russel Westbrook transfer faciasında verdikleri pick’leri fazlasıyla geri almış oldular (Nets’in geleceğine ipotek koyarak!).

Dün gece Nets, NY Knicks’i yenerken kadrodaki oyuncuların burukluğu yüzlerinden okunuyordu. Takımı buralara taşıyanlardan iki genç yıldız; Caris LeVert ve Jarrett Allen bir günde başka takımlara ışınlandılar, hem de New York’tan Indiana ve Cleveland gibi küçük pazarlara.. Ama NBA’de bunun bir ‘iş’ olduğu ve oyuncuların da bir ‘emtia’ olarak gözüktüğü herkes tarafından kabul ediliyor. Bu transfer yağmurunda canını kurtaran ise, başka yetenekli bir Nets oyuncusu Spencer Dinwiddie oldu. Eğer geçtiğimizi ay ACL’ini koparmamış olsaydı korkarız o da paketlenip gönderilenler arasına girecekti. Nets sadece draft haklarını vermedi, ciddi rotasyon oyuncularını da kaybetti. (Knicks maçına Jeff Green ve DeAndre Hordan ilk beş başladılar).

Peki şimdi Brooklyn’de buluşan yıldızları nasıl adlandıralım; Big 2, Big 3? Eğer Big 2’nuz Shaquille O’Neal-Kobe Bryant veya Michael Jordan-Scottie Pippen ise daha esnek bir rotasyon kadrosu ile zirveye oynayabilirsiniz. Bu örneğe Miami Heat’teki LeBron-Dwayne Wade-Chris Bosh’u üçlüsünü de ekleyebiliriz. Ama burada bilinmeyen bir faktör var; Kyrie Irving! Ve şu an bile kendisinden haber alınamıyor, birçok basketbol otoritesi kendisini emekliliğe davet etmeye başladı bile.. Irving bizce, hiçbir zaman NBA’in en üst tabaka oyuncularından biri olmadı, şimdilerde ise hiç oynamıyor. Aslında Harden’ın gelişiyle Irving’in gönderilmesi de gündeme gelebilir, bunu da bir kenara yazın. Mevcut Nets’te kadro derinliği iyice zayıfladı ve takım sahibi Joseph Tai (1964 doğumlu, Taiwan-Hong Kong-Kanada’lı trilyoner iş adamı, AliBaba’nın Yönetim Krl Başk Yard) önümüzdeki 5-6 sene boyunca dev ‘luxury tax’ faturalarını ödemeye razı gelmezse işleri çok zor gözüküyor. Bruce Brown, Landry Shamet, Timothe Luwawu-Cabarrot, (ve hatta eski Miami’li) Tyler Johnson’ın şampiyonluğa yetip yetmeyeceğini yakında göreceğiz.

Nets’in kadroya mutlaka iyi bir pivot katması gerek. Böylece savunulmaları çok zor bir takım haline gelebilirler. Bir de Irving’in, Cleveland’ta LeBron’un arkasında 2 numaradan şimdi 3. sıraya düştüğünü kabul etmesi kaçınılmaz. Durant, uzun süren sakatlığının ardından parkelere harika bir form ve istekle döndü, toplu veya topsuz yapamayacağı hiçbir şey yok. Harden da Irving’in elinden oyun kurucu görevini alacaktır. Ama onun da ‘James-ball’ oynamaktan normal ‘basketball’ oynamaya dönmesi şart. Brookyn’de sonsuza kadar dripling ve her maç geri adım atarak gönderdiği 15 üçlükten vazgeçmesi gerekiyor. Hatta kendisinden birkaç screen yapması bile istenebilir!

Sonuç olarak, önümüzdeki günlerin, ayların bize ne göstereceğini bilmiyoruz, oyuncuların tamamı aşılanmış olacak mı? Play-off’lar için yeni bir bubble düzeni kurulacak mı? Belki de -kısaltılmış- bu senenin şampiyonluğu o kadar önemli değil. Ortada belirgin olan tek şey var, o da Brooklyn’in Irving ve Durant transferini yaptıkları zaman hedefe kitlendikleri.. Bir hatırlatma daha yapalım, kimse bu transferi yıllar önceki Paul Pierce ve Kevin Garnett’in kadroya alınmasına benzetmesin. Her iki oyuncu da oldukça yaşlıydı. Harden için ise kariyerinin zirvesinde diyebiliriz ama risk faktörleri o sezonlara çok benziyor.

Birçok takım için normal sezonda 50 maç kazanıp, play-off’larda iki tur ilerlemek başarı sayılabilir, ama artık bu Brooklyn Nets için geçerli değil.. Onlar için, şampiyonluk dışında bir alternatif kabul edilebilir olmaktan çıktı!

James Harden Transferi ve Düşündürdükleri (Ali Özsoy)

Paylaş

Yorumlar Okunma: 3038