Sen bu takıma yakışmıyorsun! (İnan Şefkatli) - BasketFaul.com

Sen bu takıma yakışmıyorsun! (İnan Şefkatli)

05-04-22 12:06
Öncelikle 2 Nisan Dünya OTİZM FARKINDALIK günü kutlu olsun. Fenerbahçe kulübü güzel bir jest ile onlara bir tribün ayırıp Bayern maçına davet etmiş. Otizm bir eksiklik değil farklılıktır, onların yanındayız. Fenerbahçe Kulübü'nü de bu farkındalığından dolayı alkışlıyorum.

Geçen hafta Alba Berlin maçı ile ilgili yazdığım yazıdaki en önemli tenkitlerimden biri olan Henry'nin potaya bakmaması konusu sanki ilahi bir şekilde ruha dönüp Henry'nin içine girmiş. Maçın başlaması ile beraber Henry ilk periyodu domine etti. Bir guardın yapması gereken en önemli şeyi yaptı ve her pozisyonda topu en kısa zamanda  hücum sahasına getirdi. Bununla beraberde hep doğru paylaşımlarla güzel bir basketbol ortaya çıktı. Vesely ekstra bir sakatlık sıkıntısı yaşamazsa çok hızlı bir şekilde eski o büyük formuna doğru gidiyor. Hele maç içinde  bir savunma ribaundundan sonra ortaya girip Booker'a bir Teodosic pası verdiki (yazık ki Booker tutamadı) "AMAN" dedim! Vesely Fenerbahçe basketbolu ve tribünler için çok değerli bir oyuncu. Yaş dezavantajını düşündüğümüzde, lig şampiyonluğunun tek hedef kaldığı Fenerbahçe'nin belki de Euroleague'de çeyrek finale kalmamalarının onlar için bir avantaj olduğunu düşünebiliriz. Fenerbahçe takımı, De Colo'nun olmadığı , Guduric'teki düşüş ve üstüne bir de sakatlık probleminin çıktığı,  Melih'in de iyi gününde olmamasının neticesinde kabusa dönebileceği geceyi Henry-Vesely-Pierre'in büyük performanslarıyla zafere dönüştürdü. Altı maç sonra en azından önemli bir moral galibiyeti kazandı.

Son beş maçında sadece bir galibiyet alan (umarım  6. maçı olan Efes maçını da kaybederler) Bayern takımı için demek ki Baldwin çok önemli bir oyuncuymuş ki geçen seneki performanslarından çok uzaklar. Bayern'in bu görüntüsü bize çeyrek finaldeki Real eşleşmesinin Euroleague nin en zayıf eşleşmesi  olabileceği görüntüsünü veriyor.

Şimdi gelelim başlıktaki söylemin açılımına. Maçta oturmuş olduğum yerin tam arkasında 2 genç Fenerbahçe taraftarı oturuyor. Maçın başlamasıyla beraber her Melih'e gelen topta aralarında Melih ile ilgili çok sıkıntılı söylemlerde bulunmaya başladılar. Ben maçları seyircilerin arasında seyretmeyi çok seviyorum.  Normalde de çok  aralarındaki konuşmaları veya  bağırışlarına  takılmıyorum. Ama bu iki sevimsiz genç Fenerbahçeli taraftarın ilk periyoddaki 14 sayılık farkta 'bu maçı kazandık', devreye farklı girildiğinde, 'çok şükür bu maç kesin bizde' ve 3. çeyrekteki 2-21'lik seriyle 7 sayı geriye düşüldüğünde 'bu maçı da kaybettik' gibi o derin basketbol bilgilerini!!! paylaşırken o çirkin söylemleri sarfetmeye başladılar: Bu adam yeteneksiz, ne işi var bu takımda, bu takıma hiç yakışmıyor...

Dayanamadım müdahale ettim.

Çok iyi bildiğim ve bildiğiniz gibi bana göre bu hastalıklı düşünce bu iki genç arkadaşımızı bağlar ve tabii ki bu düşüncelerini burada yazamayacağım daha da çirkin söylemlerde bulunmadıkları sürece her daim edebilirler. 

Buradan Bayern takımına dönüp konuyu Dedovic ile birleştireceğim. Melih ve Dedovic 1990 doğumlu iki oyuncu. Her ikisi de 2013 yılında şu anda oynadıkları takımlara transfer olup kaptanlık mertebesine çıkma başarısı gösterdiler. Takımları yücelten, saha içinde o forma için çok fedakarlıklar gösteren, emek veren ve simge duruşlar gösteren oyunculardır. Ki bu oyuncular en istikrarlı olanlardır, kolay sakatlanmazlar, hep saha içinde ve dışında bu takımların büyüklüklerine yakışır davranan ve yaşayan insanlar olurlar. 

Obradovic'in başında olduğu Fenerbahçe takımı belki de ülke spor tarihinin en büyük başarısının sahibi olduğunda kaptan olarak EUROLEAGUE ŞAMPİYONLUĞU kupasını kaldıran oydu. Bununla beraber üst üste beş kez final-four'a kalma başarısının hep içinde oldu. Dört lig şampiyonluğunda kupayı kaldıran gene o oldu. Aynı şekilde Türkiye Kupaları için de... Senin o giydiğin formanın alınan başarılarla büyümesinde en önemli katkıları olan bu ve bunun gibi değerlerine edilen ucube laflara ben değil tüm aklı selim sahibi insanların aynı reaksiyonu vermesi gerekir diye düşünüyorum. 

Nenad Dedoviç Almanya'ya transfer olan Bosnalı  bir sporcu ama hem ülkenin hem de Bayern'in simge oyuncusu oldu ve büyük saygı görünüyor. Aynı saygının hatta daha fazlasını üstelik kendi içimizden çıkarttığımız Melih Mahmutoğlu için de gösterme borcumuz olduğunu düşünüyorum.  

Geldim yazımın sonundaki gözden kaçmaması gerekenler bölümüne... Euroleague organizasyonu Türkiye'de senelerdir sayısız maç oynatıyor. Oynanan bu maçların birde saha kenarında en hatasız - düzgün şekilde oynanmasını sağlayan ve senelerdir bunun için ciddi bir çaba harcayan bir ekip var. Özellikle masa görevlilerinin organizesi konusunda bende son 5 senedir işin içinde oldum ama en önemlisi tüm o 8 kişinin görev yaptığı masanın arkasında organizasyonun lideri Sn. Özcan Kutluata var. Maçları yönetmek için gelen hakemlerin hepsinin ağzından (Lamonica'nın bile) tek bir şey çıkıyor: Gittiğimiz ve maç yönettiğimiz tüm ülke ve salonlarda içinde hiç sıkıntı yaşamadığımız tek yer Türkiye - İstanbul oluyor. Bu emeğinde mimarı senelerdir bu işin başındaki Özcan abi. Kendisine bir selam çakalım ve yazımızı bitirelim.

Kalın sağlıcakla... 

Yorumlar Okunma: 5018