Kaya: Türk basketbolundan geldiğim için Lions'ta büyük saygı görüyorum - BasketFaul.com

Kaya: Türk basketbolundan geldiğim için Lions'ta büyük saygı görüyorum

05-01-23 18:38

Geçtiğimiz sezon sonunda oyunculuk kariyerini bırakma kararını alan ve Eurocup takımlarından London Lions'ta yardımcı antrenör olarak çalışmaya başlayan Polat Kaya ile konuştuk. 

Hem TBL'de hem BSL'de başarılı sezonları geride bırakan Kaya için sanırım kariyerinde yeri ayrı olan takımların başında Türk Telekom geliyor. Başkent ekibinin uzun yıllar formasını giyip tekrar BSL'ye yükselmesinde pay sahibi olan Polat Kaya, bu sezon London Lions ile rakip olarak eski takımının karşısına çıktı.

Biz de hem oyunculuktan antrenörlüğe geçiş sürecini, ve elbette London Lions teklifini enine boyuna konuştuğumuz keyifli bir röportaj yaptık. 

Oyunculuk kariyerini bıraktıktan sonra antrenörlük kariyerine başladın. Aslında bu çok da yabancı olduğumuz bir kariyer tercihi değil. Ama senin durumun diğer örneklerden farklı. Çünkü sen ilk adımı Türkiye'de değil İngiltere'de attın. Bu süreç nasıl gelişti, senden kısaca öğrenebilir miyiz?

Ailemle yaklaşık 4 sene önce Londra'ya taşınma kararı aldık. Ben de bu süreçte sık sık gidip gelerek yanlarında olmaya çalıştım. Ama artık onların yanında daimi olarak olacağım bir kariyer planlaması yapmak istiyordum. İşte bu arayıştayken London Lions kulübünün bu sene için yapacağı yatırımları öğrenince orada oynamanın benim için iyi bir fikir olacağını düşündüm. Ben bunu düşünürken tanıdığım aracılığıyla asistanlık teklifinde bulundular. Böyle bir kulüpten bu teklif gelince de aslında oyunculuk kariyerimin sonlarına geldiğimin farkındaydım ve her ne kadar oynamaya hala sıcak baksam da böyle bir teklifi de geri çevirmek istemedim. Bu sekilde Londra maceram başladı.

Uzun yıllar hem BSL hem TBL'de önemli takımlarda forma giymiş, önemli başarılarda katkısı bulunan tecrübeli ve değerli oyuncularımızdan birisin. Oyuncuların hepsinde antrenörlüğe geçişte ister istemez alışmakta zorlanmalar oluyor. Ama sen bir de aynı zamanda farklı bir ülkede bu zorlu süreci yaşıyorsun. Bu geçiş sürecinde orada sen ne kadar zorlanıyorsun?

Müthiş soru bu arada, çok güzel sordun. 20 yıllık bir oyunculuk kariyerim var. Baktığın zaman 20 yıldır basketbol camiasının içerisindeyim. Oyuncular genelde bu alışkanlıkları bıraktıktan sonra daha sonraki ikinci kariyerlerinde çok fazla bocalama, bir boşluğa düşme yani zorluk dönemleri oluyor. Ben buna hem ülke değiştirip ve ana dilini tam olarak konuşmadığım bambaşka bir kültürün olduğu bir yere giderek 20 yıllık alışkanlığımın psikolojik olarak ağırlığını hissederek orada var olmaya çalışıyorum. Gerçekten zor yani. Ama o kadar güzel bir ortamımız var ki... Yöneticilerden başlayarak ardından yani organizasyon şemasınıdaki herkese  yayılıyor ve çok iyi niyetli insanlar oluşuyor. Yani bir kere çok ciddi saygı duyuyorlar. Uzun yıllar Türk basketbolunda oynayan orada kariyer yapmış bir oyuncu olarak bulunmamın karşılığı olarak çok ciddi görüyorum. Bu zorlu geçiş sürecinde olduğumun farkındalar ve hepsi her konuda bana her zaman destek oluyorlar. O yüzden benim için bu geçiş süreci çok sancılı değil... Hem de ailemin de yanımda olmasından dolayı daha rahat geçiyor.


Türk Telekom'da uzun yıllar forma giydin ve BSL'ye yükselmesinde olsun sezon içindeki diğer başarılarında olsun en baştaki isimlerden biri oldun. Şimdi ise bu sene Eurocup'da rakipsiniz ve geçtiğimiz haftalarda Ankara'ya geldiniz. Senin için nasıl bir duygu eski takımının rakibi olmak?

Türkiye gelmiş olmak herşeyin ötesinde mutlu eden ilk etmen oldu. Tekrar BSL'ye yükseldiği kadroda yer almıştım ve ardından iki yıl daha formasını giydim. Son yılımda takımın kaptanlığını da yapmıştım. Benim için Telekom senelerim hep çok keyifli geçmişti. Oradan çok güzel anılar ve tecrübelerle ayrıldım. O yüzden buraya yabancı bir takımla yardımcı koç gelmek beni inanılmaz mutlu ediyor. Belki oyuncu olarak gelsem bu kadar mutlu olmazdım ama yeni kariyerimle burada Ankara seyircisinin karşısına çıkmak harika bir duyguydu. 

İngiltere futbolda bildiğimiz gibi çok üst düzeyde ama basketbolda ise nerdeyse tam tersi bir durumda. Ama bu sezon London Lions'a baktığımızda ciddi yatırım, çok iyi kadro ve staff görüyoruz. Sanırım artık basketbolda da yakalanmak istenen bir başarı var ve geçmişteki bu algı yıkılmak isteniyor gibi düşündürüyor? London Lions'un bu sezonki yapılanmasının temelinde de bu algı var mı gerçekten? 

Şöyle söyleyeyim, İngiltere basketbolda çok bilinen bir lig değil ama potansiyeli çok yüksek olan bir lig. Popülasyondaki siyahi ırkın fazlalığı, genç yeni neslin basketbol olan ilgisi aşırı fazla. Ama finansal anlamda çok fazla bir yatırım olmadığı için İngiltere'de basketbolun gelişimi bir türlü sağlanamamış. Ancak EuroLeague yönetiminin ise Londra gibi dünya başkentlerinden birinde EuroLeague takımı olmasını istediği şeklinde konuşmalar yıllardır hep kulağımıza geliyordu. Bu sene de Amerikalı bir şirket bu takımı satın alarak böyle bir yatırımda bulundu. Kaliteli oyuncular alındı, Amerikalı bir koç geldi. 

O zaman London Lions'un en büyük hedeflerinden biri EuroLeague'de mücadele etmek diyebilir miyiz? 

Kesinlikle. Bu yatırımların temelinde EuroLeague de mücadele etmek var. Bu bu sene mi olur seneye mi olur onun için birşey diyemem ama en büyük hedef kesinlikle burada EuroLeague. .

İngiltere'de çok yoğun bir tempoda çalıştığını biliyoruz ama buradaki liglerde pek çok arkadaşın mücadele ediyor. Onları takip etmeye fırsatın olabiliyor mu? 

Evet elimden geldiğince takip ediyorum. Burada işler dediğin gibi çok yoğun ama zaten sosyal medya aracılığıyla kim maçlarda ne yapmış aşağı yukarı takip öğrenebiliiyorum. Benim buradan çok takip ettiğim insanlar ve takımlar var. Hepsine buradan senin aracılığında gerçekten başarılar diliyorum.

Yorumlar Okunma: 4266