Oyun mu önemli, oyuncular mı? (YALÇIN GRANİT)

Bir önceki yazımda da yazdım. Ben NBA maçlarından çok NCAA (Kolej) maçlarını izliyorum. Bence Dünya basketbolunun karakteri Amerika'da NCAA'de belirleniyor çünkü dünyanın en meşhur koçları NBA'de olsa da, dünyanın en büyük ve bilgili koçları kolej takımlarının başlarındalar.

Örneğin Amerika Milli Takımın'nın koçu Krzyzewski yine Duke Üniversites'nde iş başında. Gözüken o ki dünya basketbolunda hücumu geliştirmek çok kolay olmadığı için, koçların dikkatleri savunma üzerinde konsantre. NCAA'de savunma her gün daha fazla saldırgan olup sertleşiyor. NCAA maçlarından sonra NBA maçı izlediğinizde, NBA'de savunmanın ne kadar zoraki yapıldığını fark ediyorsunuz.

NCAA'de oynayan oyuncuların neredeyse tümü siyahlar. Siyah oyuncuların atletik yeteneklerini yürekten ölümüne savunma gayreti de eklenince, yaptıkları savunma korkunç oluyor.

Geçen yazımda siyah oyunculardan bahsetmem yanlış anlaşıldı. Ben derdimi anlatamamışım. Benim siyah oyunculara karşı olmam söz konusu değil. Ama savunmada siyah oyuncular çoğaldıkça nispeten az atletik beyaz oyuncuların işi her geçen gün güçleşiyor. Benim her zaman tekrarladığım bir şey var. Türk çocuğunun daha iyi (Büyük oyuncu) olacağına inanıyorum ama rakip savunmalar güçlendikçe bu amaca ulaşmak zorlaşıyor. Türk çocuğunun genç takımlarda oynarken işi kolay ama yeteneklerinin tümünü geliştirmeyip, çok yönlü oyuncu olamadan 1. Lig'e çıktıkları zaman iş zorlaşıyor. Çünkü biz oyuncu yetiştiriyoruz ama onları geliştiremiyoruz. Oyuncu geliştirme merkezlerimiz ve oyuncu geliştirme zorunluluğu anlayışımız olmadan oyuncularımızın çoğu iyi oyuncu olup ama büyük oyuncu olamadan basketbolu hayatlarını kapatıyorlar. Büyük oyuncu olmak giderek güçleşiyor çünkü 1. Lig takımlarımızın ilk beşleri devşirme katkılarıyla beraber neredeyse hep siyah oyunculardan kurulu olma yolunda.

NCAA maçlarından çıkarılacak sonuç şu: Avrupa'ya, Asya'ya gelecek siyah oyuncular muhakkak daha iyi savunmacı olarak gelecekler. Bu yüzden biz de genç oyuncularımızı daha iyi oyuncu yapma gayreti içinde olmalıyız. Federasyon sorumlularının demeçlerini okumuşsunuzdur. TBL'den çok memnun olduklarını söylüyorlar. Gerçekten de çok çekişmeli bir lige sahibiz. Bu yüzden yabancı oyuncu sayısının azaltılma ihtimali yok gibi. Ama biz yakında 4-5-6 takımla Avrupa Kupaları'nda başarılı olurken, takımlarımızda hayranlık uyandıran hiç Türk oyuncu olmazsa çok üzülürüz. Hatırlatıyorum... Hızla bu yolda ilerliyoruz.

Siyah Amerikalı oyuncu sayısı artıkça büyük Türk oyuncu sayısının tabana vurma tehlikesi karşımızda. Bunun çaresini hep beraber toplanıp, tartışarak bulmalıyız. İspanya bu probleme çare arıyor. Kıta dışı oyuncu sayısını 2'yle sınırlamak, diğer yabancılar Avrupalı olmalıdır diye bir kural peşindeler. Basketbol Federasyonu'nun bir çare bulamayacağı belli zaten problemin farkında değil. Basketbol adamlarımız, basketbolseverler bir araya gelip çözüm bulmalıyız.

Türk basketbolunda taktik anlayışı hep öndedir. Çizilen oyun mu önemlidir, bu oyunu uygulayacak oyuncu mu? Artık önceliği oyuncularımıza tanıyarak oyundan çok oyuncu anlayışı üzerinde odaklanmalıyız.

Oyun mu önemli, oyuncular mı? (YALÇIN GRANİT)

Paylaş

Yorumlar Okunma: 16888